12 Şubat 2013 Salı

Dışavurumcu Sanat Terapisi






Çoğu insan içerisinde var olan yaratıcılık gücünün farkında değildir. İçimizde varolan yaratıcılık aslında günlük hayatın bir parçasıdır. Peki yaratıcılık bize ne kazandırır? Yaratıcılık, duygularımızı tanımamızı ve onları ifade edebilmemizi, kendimiz ile iletişim kurabilmemizi ve sorunlarımıza farklı açılardan bakabilmemizi sağlar.


Sanatla terapi, içimizde varolan ve büyük güç olarak tanımlanan yaratıcılığın ortaya çıkarılmasını ve bu güç sayesinde kendimizi ifade etmemizi, geliştirmemizi ve sorunlarla başa çıkabilmemizi sağlayan bir terapi tarzıdır. Resim, heykel, müzik, drama ve hikayeler yoluyla uygulanan sanat terapisi, kendimizi ve çevremizi farklı bir gözle algılamamıza yardımcı olur.

Dışavurumcu Sanat Terapisi, kişinin duygusal sorunları ile başa çıkmasına ve özünü, kim olduğunu anlamasına yardım eden, kısaca kişinin kendi içindeki duyguları sanat yoluyla dışa vurma biçimi, bir kişisel gelişim metodu ve psikoterapi tekniğidir. Sözün bittiği yerde, bilinçaltının derinliklerine inen, içimizdeki çocukla buluşmamıza yardım eden ve geçmişteki travmalara şifa vermeyi amaçlayan, içsel ve dışsal bir değişim yolculuğu, bir iyileştirme metodudur. Resimden dansa, müzikten dramaya, ritüelden şiire birçok farklı modaliteyi içinde barındırır.

Dışavurumcu Sanat Terapisi, 1950’ lerde ABD’ de ortaya çıkan ve dünyada hızla yayılan, ülkemizde ise 1999 Marmara depremi sonrasında travma terapisi eğitimi için ülkemize gelen uzmanlar tarafında tanıtılan ve giderek yaygınlaşan bir terapi yöntemidir. Sanat terapisinin bir terapi yöntemi olarak ortaya çıkması ilk olarak eski zamanlarda insanların mağaralarda çizdikleri resimleri incelemeleri ve bu kişilerin çeşitli katliamları, göçleri sanat yoluyla ifade etmeleriyle ABD’li psikologların dikkatini çekmiştir. İlkbaharın ya da yazın başlangıcını neden kutladıkları, neden değişik ritüeller yaptıkları, dansın ne işe yaradığı gibi konular üzerine düşünülmüştür. Sonuç olarak, tüm bunların insanları rahatlatıcı bir yönünün olduğu keşfedilmiş; sözle ifade edilemeyen bazı şeylerin sanat yoluyla ifade edilebildiği görülerek “Neden böyle bir yöntem terapide de kullanılmasın ki?” diye düşünülmüştür.

Dışavurumcu Sanat Terapisi, spontanlık ve yaratıcılığı geliştiren, öz benliğimizi tanımaya ve anlamamıza, dolayısı ile daha bilinçli, farkında ve anlamlı bir hayat yaşamamıza yardım eden, psikoterapide yeni bir akım olmasına rağmen, aslında insanoğlu kadar eski bir şifa yöntemidir. İmgeler ve arketipler aracılığı ile bazen konuşarak ulaşamayacağımız derinliklere inmemize yardım eder.

Sanat terapisinde renkler, özellikle de siyah ve beyazın varlığı son derece önemlidir. Ayrıca metaforlar ve semboller kullanılır. Diğer bir deyişle, ortaya dökülen şeyler problemi birebir yansıtmak zorunda değildir. Kişilerin kendi acılarıyla yüzleşmesi imkansız ya da çok zorsa bu yöntem etkin bir şekilde kullanılabilir. “Yaptığım şey bende değil, kağıt üzerinde. Benimle bir ilgisi yok. Sadece içimi boşalttım ama bunun neye karşılık geldiğini bilmiyorum.” düşüncesi insanların yüzleşmekten ya da ifade etmekten korktukları şeyleri daha rahat ortaya dökmelerini sağlar.

Özet olarak, sözün bittiği, yetersiz kaldığı yerde sanat terapisi başlar. İnsanları iyileştirir, onarır, değiştirir. Benzer bir terapi yöntemi olan psikodramada ise kişilerin problemleri problemleri açıkça ortaya konulmakta ve dolayısıyla daha keskin geçişler yaşanabilmektedir. Diğer taraftan sanat terapisinde geçişler çok daha yumuşaktır. Kişi anlatmak istediği kadarını ortaya koyar. Anlatmak istemediklerini ise kendisine saklar. Yani bu yöntemde doğrudan problem hakkında konuşmak zorunda kalınmaz. Bunun yerine, var olan problem sanat aracılığıyla daha estetik, daha yumuşak bir şekilde ortaya dökülür. Kişinin kendisi için en acı verici konuları bile yumuşakça, rahatsızlık vermeden ele alınıyor olması Dışavurumcu Sanat Terapisinin en güçlü yönüdür.
                                                                                                                                                                Sezin


Kaynaklar:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder